Site İçi Arama
Bizi Takip Edin!

Basın Açıklamaları

27 Kasım 2015

27 Kasım 2015

Halen yürürlükte olan 1982 tarihli Anayasa’mızın 28. Maddesi şöyle der: “Basın hürdür, sansür edilemez.  
… Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.”

29 Mayıs 2015 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle topluma verilen habere müteakip; “devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk” iddiasıyla hukuk çerçevesinde başlatılan soruşturma neticesinde; Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve aynı gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, dün akşam saatlerinde (26 Kasım 2015) tutuklandılar.

Türkiye’de “basın ve ifade özgürlüğü” kavramının, diğer özgürlüklerde olduğu gibi; güç elinde yap-bozu andıran “sevimli” bir oyuncak olduğu ağır bir dönemden geçiyoruz. Öyle bir oyuncak ki; kendi toplumuna, “kendi belirlediği gündemle” seslenmek dışında hiç bir gayesi olmayan; herkesin bilmesi gerekli olan gerçeklerin üzerini ustalıkla örtmeye çalışan ve yalnızca kendisini ellerinin içine alan güç tesiriyle hareket edebilen bir basın; ne kadar “özgür” , “ilkeli” ve “ahlâki” olabilir?

Gelgelelim; basını da elinde tutan bu büyük güç; devleti oluşturan en temel zemin olan Anayasada belirtilen, “genel ahlâkın korunması”ndan hareketle; birlikte yaşamayı belirleyici ve toplumu bir arada tutan ahlâki yaşam kurallarını, hangi görecesizlik ile belirleyebilir veya eğip bükebilir?

Toplumdaki ifade özgürlüğünü kısıtlamanın en temel nedenlerinden birinin “tek ifade” yönelimine evrilmek olduğu artık hepimizce aşikârdır. Söylenebilirliğine ancak ve ancak kendi belirlediği ifadeler dışındaki hiçbir ifadeye tahammül gösteremeyenler; hep birlikte yaşamanın önünü sorumsuzca tıkamakta; tamamen keyfi olarak hareket ederek, kendi dışındaki hiçbir varlığın var olabilirliğini kabul etmemektedir.

Dün akşam saatlerinde yaşanan ve “haber niteliği yüzünden” uygulanan tutuklama kararı da, birlikte yaşayabilirliği köreltme çabasındaki mevcut muktedirin keyfi süreçlerinden birini teşkil etmektedir. Öyle ki; tutuklanma açıklamasının “şeref madalyası” olarak nakşedildiği bu kargaşa, tüm bu yaşanan garipliklerin tek cümlelik özetidir.

Sebebi ve sonucu her ne olursa olsun; toplum olarak yaşayabilmenin en birinci kuralı “hukuk ve adalet”ten tamamen sıyrılarak, tüm işleyişin “güç ilişkilerine” döndürülmeye çalışıldığı bu sofrada; hep birlikte, insanca ve barış içinde var olmak adına; üzerimize düşen görevleri dün olduğu gibi bugün de sürdüreceğiz.

Bu bahisle;

“Türkiye’de; ifade, düşünce, halkların haber alma ve basın özgürlüğünün ihlâl edilmesi” gerekçemizle; Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül’ün yaptıkları haberden dolayı gözaltına alınarak tutuklanmalarını, esefle kınıyoruz.

 

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı